DUYDUĞUMUZ HER SÖZ DOĞRUMUDUR?


Bismillahirrahmanirrahim

İftira çok büyük günahlardandır:
Efendimiz (s.a.v) bir Hadis'i şeriflerinde: "Bir kimse, bir müminde olmayan bir şeyi ona isnat ederse (iftira ederse), yaptığı iftiranın cezasını çekmeden Allah Teâlâ onu koyduğu cehennemden çıkarmaz.”(Ebu Davud, Akdiye, 14; İbn Mace, Eşribe,4)


"Bir başkasından duyulan sözü veya olayı dinleyip doğruluğuna emin olmadan inanan kişi, 'o söz doğruysa gıybettir, gıybete ortak olur.,' 'O söz yanlış ve yalansa, iftiradır,' inanıp üçüncü şahıslara naklederse 'iftiraya ortak olur.

"Kaynağından duyulmayan hiç bir söze itibar edilmemelidir.
(İşlenmiş suç va hatalara birebir şahit olanlar müstesna,) ancak bildiği o sözleri veya halleri başka şahıslara anlatırsa 'gıybet etmiş olur, dinleyenlerde o günaha ortak olurlar."'
"Bir kişi başka bir kimseden aldığı sözlere kendiside ilave ederek, farklı kalıplara büründürüp üçüncü şahıslara nakletmesi ile, gıybet ve iftira fiilini işlemiş olur.."

"Günlük hayatımızda yayın organları sosyal medya, siyaset ve tüm yaşam alanlarında hergün duyup dinlediğimiz onlarca iftiralarla hemhal oluyoruz.
Bunlar toplumsal ve bireysel olabiliyor. (Bir siyasetçi bir işadamı, bir sanatçı veya bir komşumuz, belki bir yakınımız), Bunlarla ilgili konuları sadece söylem ve duyumlara dayanarak hüküm verme hakkımız yoktur. Bir kısmını hiç tanımadığımız görmediğimiz insanlardır'ki hiç itibar etmemeliyiz!
Böyle vakalara taraf olurken 'Ateş olmayan yerden duman çıkmaz' diyerek, vicdanımızı rahatlatamayız. Sadece kirli nefsimizin güdülerine pervasızca hizmet etmiş oluruz. Böyle tabirlerin arkasına sığınan bir çok kişinin imtihanların en ağırını yaşadıklarına çok şahit olduğumuzu unutmayalım.
'Günahsız insanlara iftira atmak hiç kimseye şeref kazandırmaz'
Başkasının boynuna taktığımızı zannettiğimiz lanet halkasını, hiç düşünmeden kendi boynumuza geçiriyoruz'ki buna ne hayır hasenatımız kafi gelir, nede yarım yamalak yapmaya çalıştığımız ibadetlerimiz.."

Fasık ve fitnenin analizi: 

"Fitne karıncanın ayak sesi gibidir. Hiç konuşmadan kaş göz arası şeytani hareketlerle bir çok şey anlatabilir. Bir bakış, bir gülücük bir nefes soluğuyla dahi ima eden şeytani insan tiplemeler fitneye sebebiyet verebilirler. Bazı kişiler vardırki! insanların ağzından çıkan, bir sözden bin iftira çıkartarak onun hayatını cehenneme çevirebilirler. 
Bu tür insanlar Allahtan korkmadıkları gibi, onlar için insan değeride olmaz. Kararmış kalplerine çökmüş olan bozgunculuk ve fitnelikten başka hiç bir düşünce ve eylemleri olmaz.

Çok kıskanç oldukları için, öncelikle hedefteki kurbanların aile ve akraba birliğini bozmaya odaklanırlar. Sonra suyun halkaları şeklinde dış çevrelere doğru büyütürler ihaneti. 
İki kişinin arasını bozabilmek için aralarında söz taşırlar. Mevzuyu olgunlaştırmak için bir kelimeyle konuların esasını saptırırlar. işte o zaman maksat hasıl olur, artık yara onulmaz bir hal almıştır..

Hayırlı işlere çomak sokmakta üzerlerine yoktur. İnsan hayrına olması gereken her şeyi engellemek için bütün güçlerini kullanırlar. Elde ettikleri sonuçtan büyük zevk alırlar.

Bu insanlar! şerle yatar şerle kalkarlar. O yüzden uyumsuz ve huzursuz yapılara sahiplerdir, asla güvenilir değillerdir.
Hasetin kendilerini yakıp bitirdiği için, ruh yapıları bozuk, akılları harab olmuş kişilerdir. İnsani duyguları sıfırlanmış, toplum içinde tehlikeli hale gelmiş mutsuz insanlardır.
Toplum içindeki itibarlı
 kişileri sevmedikleri için onlarla çok uğraşırlar, bu kurbanlar genellikle kendi yakınındaki kişilerdir. Onların alıp sattığını, yediğini, giyindiğini, zenginse varlığının helal ve haramını analizine tabi tutarlar. Ardından özel hayatına dair düzmece yalanlar ilave ederek insanları inandırmak için her yolu denerler. Diğer bir taktikleride:  (sen bunu bilmiyormusun yani duymadınmı?) diye sarsıcı soruyu sorarlar!

Bu fasıkların anlattığı bilgiler dilden dile dolaştıktan sonra kırk farklı kimliğe bürünmüş olarak kendilerine geri döner. O vakit, daha bilmediklerimiz neler varmış diyerek, yanılmadıkları için çok mutlu olurlar vicdani bir rahatlama hissederler
(Lüzumunda sözleri isbat etme durumu olursa, söz devşiren tüm koğucular birbirlerini şahit gösterirler.)"

Bu şeytan ruhlu insanlara karşı uyanık olmalıyız. Kim olursa olsun, nsanların aleyhinde söylenen hiç bir kötü söze asla inanıp kabul edemeyiz!
Bir kişi hakkında isnat edilmiş suç ve iftira sözleri bazı kişilere çok tatlı gelir, çünkü aktarılan sözler şeytan fısıltısından farklı olmadığı için, d
uyduğu her söze inanan kişilerin oranı %80'dir.

"Anlatılan her sözü sağlıklı ve inandırıcı bulmayan, itibar etmeyen insanlar bizim gibi bir Müslüman toplumda ne yazık'ki çok azınlıktadır." 
Bu müfterilerinde, kişilere yaptıkları suizan ve iftiralarının doğruluğunu gördüklerinde, insanlara defalarca iftira atma ihtimalleri %100’dür.)"

"Birinin gıybetini yapan kişinin kendi şahsiyet ve seciyesine iyi bakılmalı, hayati ahvalinde ne tür sınavlar vermiş. İnsani ilişkileri ve sorumlulukları hangi düzeydedir. Sonra suçlamada bulunduğu kişi veya kişilerle, kendisinin özel ilişkileri göz önünde bulundurulmalı. 


Mevlana hz. güzel süzüdür. "bir söze bakarım birde söyleyene" derken! söyleyen kişinin ve gıybeti edilen kişinin durumları nazari dikkate alınmalıdır ve ona göre kendi kanaatlerimizi belirlemeliyiz. Bizde bir kanaat oluşmadı ise, (şayet bu konu bizi çok alakadar ediyorsa) bahsi geçen kişi veya kişilerle yeni bir nifak çıkartmadan, usulünce görüşerek alacağımız bilgi doğrultusunda, belki, gerçek olmadığını, belkide yanlış anlaşılmalara ve farklı yorumlara bağlı olduğu anlaşılacaktır belkide.
Belkide iddiaların doğru olduğu anlaşılacaktır iddia eden haklı çıkacaktır..


Aksi bir durum olursa tavrımız ne olmalı?
"Tüm yarattıklarına Allah’ın merhamet nazarıyla bakabilen kâmil mü’minler, günahkâr bir insana bile -ne kadar günaha batmış olursa olsun- özündeki mükemmelliğe îtibâr ederek, sırt çevirmezler. Onun hidâyetini ve tevbeye yönelmesini diler, ebedî hayâtını kurtaracak bir can simidi olmaya gayret ederler."


"Kim masum bir mü'mini, bir münâfığa (gıybetçiye) karşı himâye ederse, Allah da onun için, Kıyâmet günü, etini cehennem ateşinden
koruyacak bir melek gönderir. Kim de müslümana kötülenmesini dileyerek bir
iftira atarsa, Allah onu, Kıyâmet günü, cehennem köprülerinden birinin üstünde,
söylediği (günahından temizlenip) çıkıncaya kadar hapseder."
(Ebû Dâvud)


Beş günah vardır ki, keffâreti yoktur.
"Bunlar; Allâh'a şerik koşmak, bi-gayri hakkın adam öldürmak, mümine bühtan ve iftira etmek, muharebe günü kaçmak ve yalan yere yemin ile hakkı iptal etmek.
Dil, Allah’ın insanlara verdiği en önemli organlardan ve en büyük emanetlerden biridir. Bu emaneti iyi değerlendirmek gerekir. Aksi durumda bizler için bir felaket olur. Dilin bozukluğu kalbin bozulmasına, kalbin bozulması ise imanın zayıflamasına sebep olur.
Zira dile ait afetlerin fitneye sebebiyet vererek insanlar arasındaki sevgi ve saygıyı yok eder ve insanları itibarsızlaştırır."
Dilin afetlerinin süreklilik arz etmesi durumunda insanın iradesi zayıflar ve kötülükleri, işlediği dil kusurlarını meşru görmeye başlar ve Allah muhafaza imanının gitmesine sebep olabilir.


Peygamberimiz (s.a.v) der ki:
“Söz gezdiren laf taşıyan kimse cennete giremez.” (Buharî, Edeb,50; Müslim)


Diğer bir hadis-i şerifte;
"Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz."(Tirmizi, Kıyamet, 53. Beyhaki)


Bir gün Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) minbere çıkıp yüksek sesiyle şöyle nidâ etti:
"Ey diliyle Müslüman olup da kalbine iman nüfuz etmemiş olan (münafık)lar! Müslümanlara eza vermeyin, onları kınamayın, kusurlarını araştırmayın. Zira, kim Müslüman kardeşinin kusurunu araştırırsa, Allah da kendisinin kusurlarını araştırır, onu, evinin içinde (insanlardan gizli) bile olsa rüsvay eder."


Bu dünya hayatı çok kısa!
"Külli nefsin zaikatü'l-mevt"
"Her nefis ölümü dadacaktır"


GIYBET ETMEYELİM DUYDUĞUMUZ HER SÖZE İNANMIYORUM!

Peygamberimiz (s.a.v) der ki:
"Söz gezdiren laf taşıyan kimse cennete
giremez." (Buharî, Edeb,50; Müslim)

Diğer bir hadis-i şerifte;
"Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe
ölmezsiniz." (Tirmizi, Kıyamet, 53. Beyhaki)

"Bazı insanlar vardır ki! kişinin ağzından duyduğu bir
sözü çarpıtarak ondan bin iftira çıkartırlar ve
başkalarına naklederler.
Temelini araştırmadan böyle bir sözü veya olayı
dinleyip, doğruluğuna emin olmadan inanan kişi için, 'o
söz doğruysa gıybettir, gıybete ortak olur, 'O söz yanlış
ve yalansa, iftiradır, inanıp üçüncü şahıslara
naklederse 'iftiraya ortak olur."

"Kim masum bir mü'mini, bir (gıybetçiye) karşı himaye
ederse, Allah da onun için, Kıyâmet günü, etini
cehennem ateşinden
koruyacak bir melek gönderir.
Kim de müslümana kötülenmesini dileyerek bir
iftira atarsa, Allah onu, Kıyamet günü, cehennem
köprülerinden birinin üstünde,
söylediği (günahından temizlenip çıkıncaya kadar

hapseder." (Ebû Dâvud)

Alıntılar: Sorularla İslamiyet


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR KUDÜS ŞİİRİ

İftira İle İlgili Hadisler

ORUÇLA İLGİLİ AYET VE HADİSLER