Ölen bir çocuğa Peygamberimizin (sav) ilgisi
RESÜLULLAH (S.A.V ) SOHBETİNDE GÖREMEDİĞİ ÇOCUĞUN BABASINA HABER GÖNDERDİ
Peygamber (s.a.v) bir yere oturunca, arkadaşları etrafını çepeçevre kuşatırlardı. O sahâbîlerden biri, nereye gitse arkasından gelen küçük oğlunu önüne oturtarak Resûl-i Ekrem'i dinlerdi.
Birgün bu çocuk öldü. Babası "oğlumu hatırlayarak üzülüp etrafı rahatsız ederim" diye Hz. Peygamberin meclisine gelmez oldu. Resûl-i Ekrem onun yokluğunu hissedince,
"Falanı aranızda niçin göremiyorum?" diye sordu.
"Ey Allah'ın Elçisi! Her zaman onun yanında gördüğümüz oğlu öldü." dediler.
Hz. Peygamber (s.a.v) o sahâbîyi bulup çocuğunu sordu. Dertli baba yavrusunun öldüğünü söyleyince, Resûl-i Ekrem ona başsağlığı diledi, sonra da kendisini şöyle teselli etti:
"Söyle bakalım! Vefat eden çocuğunun, yaşadığın sürece hep senin yanında bulunmasını mı; yoksa yarın cennetin hangi kapısına gidersen, onun senden önce koşup kapıyı açarak 'Buyur babacığım!' demesini mi isterdin?"
Birgün bu çocuk öldü. Babası "oğlumu hatırlayarak üzülüp etrafı rahatsız ederim" diye Hz. Peygamberin meclisine gelmez oldu. Resûl-i Ekrem onun yokluğunu hissedince,
"Falanı aranızda niçin göremiyorum?" diye sordu.
"Ey Allah'ın Elçisi! Her zaman onun yanında gördüğümüz oğlu öldü." dediler.
Hz. Peygamber (s.a.v) o sahâbîyi bulup çocuğunu sordu. Dertli baba yavrusunun öldüğünü söyleyince, Resûl-i Ekrem ona başsağlığı diledi, sonra da kendisini şöyle teselli etti:
"Söyle bakalım! Vefat eden çocuğunun, yaşadığın sürece hep senin yanında bulunmasını mı; yoksa yarın cennetin hangi kapısına gidersen, onun senden önce koşup kapıyı açarak 'Buyur babacığım!' demesini mi isterdin?"
O Sahâbî,
"Ey Allah'ın Elçisi! Elbette onun benden önce koşup cennetin kapısını açmasını isterdim." deyince, Resûl-i Ekrem, buyurdu:
"Öyleyse istediğin olacak!.."
(Nesâî, Cenâiz 120)
Yorumlar